Edirne Vakıflar Bölge Müdürü Ali Mehmetçik Oğuz:”32 buçuk metre çapında, yerden 42,5 metre yüksekliğinde 8 fil ayağı üzerine oturtulmuş kubbeye iskele tamamlamış olmanın mutluluğunu yaşamaktayız”
Selimiye Camisi’nde Vakıflar Genel Müdürlüğünce geçen yıl kasım ayında başlatılan kapsamlı restorasyon sürüyor.
Edirne Vakıflar Bölge Müdürü Ali Mehmetçik Oğuz, AA muhabirine restorasyona başlamadan caminin ibadet ve ziyarete kapanmaması için iç harimde geçici bir ibadet alanı oluşturulduğunu kaydetti.
İbadet alanı dışında kalan kısımlarda iskele kurularak Mimar Sinan’ın “dehasını” konuşturduğu kubbeye ulaştıklarını ifade eden Oğuz, “32 buçuk metre çapında, yerden 42,5 metre yüksekliğinde 8 fil ayağı üzerine oturtulmuş kubbeye iskele tamamlamış olmanın mutluluğunu yaşamaktayız.” dedi.
Oğuz, Selimiye’nin en son 1980’li yılların başında restorasyon gördüğünü hatırlatarak, o dönemki restorasyon koşullarında kabul gören ancak şu an yapıya zarar veren avlu dış cephesinde çimento imalatların söküldüğünü vurgulayarak, kalem işi raspalarının da tamamlandığının altını çizdi.
Kalem işi raspalarda daha önce yapılan bezemeler bulunduğuna işaret eden Oğuz, “Bu bezemeleri ve tüm kalem işlerinin rölöve paftalarını oluşturduk. Son bulduğumuz kalem işlerini koruma altına aldık.” diye konuştu.
Oğuz, çalışmalar kapsamında kubbe kurşun söküm ve minarelerde çalışmaların sürdüğünü aktardı.
– Selimiye Camisi
Türk-İslam mimarisinin incisi, 447 yıllık Selimiye Camisi, ihtişamıyla ziyaretçilerinin beğenisini topluyor.
Mimar Sinan’ın “ustalık eseri” olan ve Edirne’de 14 Mart 1575’te ibadete açılan Selimiye Camisi, yapıldığı dönemde Osmanlı Devleti’nin gücünün ve büyüklüğünün de simgesi oldu.
Şehrin her tarafından görülen, hem İstanbul hem de Avrupa yönünden girişlerde şehre gelenleri karşılayan Selimiye, UNESCO’nun Dünya Miras Listesi’nde yer alıyor.
Osmanlı mimarisinin simge eserlerinden olan Selimiye, yaklaşık 4,5 asırdır heybetiyle “Serhat kenti” Edirne’den geçenleri selamlıyor.
Selimiye Camisi, kubbesinden minaresine, akustiğinden süslemelerine kadar her yönüyle ziyaretçileri kendisine hayran bırakıyor.
– 2. Selim yapılmasını istedi ibadete açılışını göremedi
Osmanlı padişahı 2. Selim’in Edirne’ye yaptırmak istediği caminin inşası Mimar Sinan tarafından 1568 yılında şehre hakim Kavak Meydanı’nda başladı. Sinan, uzun süre temelinin oturmasını beklediği camiyi 7 yılda tamamladı. Caminin tamamlanmasına az bir süre kala vefat eden 2. Selim, Selimiye’nin ibadete açılmasını göremedi.
Selimiye, 1575 yılından bu yana hem inananların ibadet ettiği hem de turistlerin hayranlıkla gezdiği bir mabet olarak öne çıkıyor.
UNESCO’nun 2011’de ilk kez bir camiyi kültürel eser listesine almasıyla dünya çapındaki ünü daha da artan Selimiye Camisi, özellikleri ve ihtişamlı yapısıyla ilgi görüyor.
Kasnak tekniğiyle 8 sütuna dayalı tek kubbe şeklinde inşa edilen caminin, bir kalem şeklinde semaya uzanan ve Delhi’deki Kutb-Minar’dan sonra en yüksek minare özelliğini taşıyan minareleri, hünkar mahfili, dantel gibi işlenmiş mermer kaplı minberi, çoklu pencere sistemi ve çinileriyle öne çıkıyor.
Selimiye’yi diğer cami mimarilerinden ayıran en büyük özelliği, herhangi bir yarım kubbeden destek almadan tek olarak inşa edilen kubbesi. Mimari ve mühendislik üzerine araştırma yapanları şaşırtan kubbe, 42,5 metre yüksekliğinde ve 32,5 metre çapında.
Kalem gibi ince, bir dantel gibi süslü 3 şerefeli dört minaresi bulunan Selimiye’nin minarelerinin uzunluğu ise alemi dahil 85 metre. Dönemin şartları düşünüldüğünde “imkansızın başarıldığı” minareler, 3 yollu olarak tasarlandığı için, minareden aynı andan üç farklı şerefeye çıkan 3 kişi birbirini göremiyor.
AA