Ülkemizde vatan hainliği, hiç bu kadar ucuz ve basit olmamıştı.Gezi sürecine dair bir süre önce verilen kararlar sonrası sosyal medyada yazılanlar çizilenlere göz attığımızda farklı görüşlerde olanların birbirlerini vatan hainliği ile suçlamalarına yine tanık olduk. Daha doğrusu, Gezi’yi savunup kararları eleştirenlerin vatan hainliği ile suçlandığına…Halbuki yakın tarihten de ders alamayan bir yapımız var.Bir zamanlar Nazım Hikmet de “vatan haini” idi.06 Mayıs 1972’de idam edilen Deniz Gezmiş ve arkadaşları da.Fatsa’nın efsanevi belediye başkanı Terzi Fikri de.Yıllar onların onurlarını geri iade etti, ancak “vatan hainliği” geleneği bir türlü sonlanmadı.Osman Kavala’ya verilen müebbet kararı sonrası, “Asmayalım da besleyelim mi” türü yaklaşımlara da tanık olurken bir Kenan Evren kafasının varlığının sürdüğüne de tanıklık ettik.**Ramazan Bayramı’na kısa bir süre kala, İşçi Bayramı’nın kutlanacağı 01 Mayıs’da partili Cumhurbaşkanı ve AKP Lideri Recep Tayyip Erdoğan’ın düşük maaş alan emeklilere müjde vereceğine dair söylemde yalan olup giderken unutulan yalanlara umut bağlayanların ufak beklentileri de sükûtu hayale dönüştü.**Emeklilikte yaşa takılanların kazanılmış haklarının ellerinden alınmasının ardından sürdürdükleri mücadele her platformda sürüyor. 15 Mayıs’ta Maltepe’de gerçekleşecek miting yine taleplerin ve isyanın dile getirileceği bir miting olacak.**Yaşanan tüm olumsuzluklara karşın umut hep var olacak. Yorumun başındaki konu ile bağlamak gerekirse Gezi ruhu ve isyanı bu umudun her daim var olduğunun en bariz göstergelerindendir.Bu düzenin bize ait bir düzen olmadığını işçi emekçi sınıfı, 1 Mayıs İşçi Bayramı yürüyüşü ve mitinginde çok net ifadelerle dile getirdi.Siyasal İslamcı vahşi kapitalizmin varlığını tüm şiddetiyle sürdürdüğü bir ortamda yitirilmemesi, korunması gereken şey umuttur ve o umut her daim varlığını sürdürecektir…Bu yazı toplam 22 defa okunmuştur.